MİRAS HUKUKUNDA ZÜMRE SİSTEMİ NEDİR VE ESASLARI NELERDİR?
Kişinin ölümü sonrasında miras bırakan olarak tereke paylaştırılır. Terekenin paylaştırılması için iki tür mirasçı belirlenir. Bu mirasçılar atanmış ve yasal mirasçılar olarak bilinir. Kanuni mirasçı olarak kabulünde ise düzenleme olarak farklı sistemler belirlenmiştir.
Bunlar;
- Fert sistemi
- Sınıf sistemi
- Zümre sistemi
Türk Hukukunda kullanılan sistem zümre sistemidir. Miras paylarının belirlenmesinde kullanılan zümre sistemi yasal mirasçıların miras paylarının belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bu sistemin temeli nesillerin doğal ilişkiye dayanarak birbirini izlemesi oluşturmaktadır. Bu sistemin en önemli avantajları; açık, tutarlı ve kimlerin mirasçı olacağının önceden belirlenebilir olmasıdır.
Zümre sisteminde zümrelerin başlangıcı mirasbırakan olarak ele alınır ve mirasçılar buna göre belirlenir. Mevcut hukukumuzda üç adet zümre bulunmaktadır. Bunlar;
- Birinci zümreyi mirasbırakanın altsoyu oluşturmaktadır. Birinci zümre mirasbırakandan aşağı doğru devam eden sınırsız bir zümredir.
- İkinci zümre, mirasbırakanın anne ve babası ile onların altsoyudur.
- Üçüncü zümre, mirasbırakanın büyük ana ve büyükbabaları ile yana ve aşağı doğru bunların altsoyundan oluşur. Fakat burada mirasbırakanın eşini sağ olması halinde TMK 499 ile getirilen bir sınırlama bulunmaktadır.
ZÜMRE SİSTEMİNİN ANA PRENSİPLERİ
- Mirasçı olunabilmesi için bir zümreye dahil olunması gerekmektedir.
Zümreye dahil olabilmek için ölen kişi ile kan hısımlığı bulunması gerekir. Fakat burada esas olan kan hısımlığının ötesinde hukuki olarak mirasbırakan ile bir soyabğının kurulmuş olması gerekmektedir. Mevcut olarak anne ile soybağı doğum ile kurulduğu için bu konuda sıkıntı yaşanmamaktadır. Baba yönünden ise evlilik içi doğan çocuklarda soybağı kendiliğinden kurulurken evlilik dışında doğan çocuğun zümreye dahil olabilmesi için baba ile soybağının kurulması gerekmektedir. Kan hısımlığının tek istisnası evlatlık ve onun altsoyudur. Kayın hısımları yönünden ise bunların zümreye dahil olabilmesi söz konusu değildir.
- Bir önceki zümrede mirasçı bulunması, bir sonraki zümrenin mirasçılığına engel olur.
Bir sonraki zümrenin mirasçı olabilmesi için kendisinden önceki zümrede bir mirasçının bulunmaması ya da bulunan mirasçıların miras üzerinde hak sahibi olamamasına bağlıdır. Önceki zümrede hiçbir mirasçının olmaması, mirasçılarının hepsinin reddetmesi, mirasçılıktan çıkarılması, mirastan yoksun olması ya da mirastan feragat etmiş olmaları halinde miras bir sonraki zümreye geçmektedir. Bir önceki zümrede 1 tane bile mirasçının bulunması mirasın sonraki zümreye geçmesine engel olur. Burada önemli olan yakınlık derecesi değildir önemli olan zümreye dahil olmaktır. Örneğin kişinin torununun çocuğu 3. Derece kan hısmı anne babası ise 1. Derece kan hısmı olmasına rağmen torun çocuğu sağ ise miras anne ve babaya geçemez.
- Zümre içinde ön sıradaki mirasçılar, bir altta bulunan mirasçıların mirasçılığını engeller. Burada zümre başlarının ve kök başlarının önceliği söz konusudur.
Mirasbırakana daha uzak olan aynı zümredeki mirasçının miras üzerinde hak sahibi olması ancak kendinden önceki mirasçının sağ olmamasına bağlıdır. Örneğin mirasbırakanın çocuğu sağ ise bu çocuğun çocuğu yani mirasbırakanın torunu miracı olamaz.
- Zümre başı veya kök başına mirasta hak sahibi olmazsa onları altsoyu halef olur.
Mirasbırakandan önce ölen ya da sağ olsa bile miras üzerinde hak sahibi olamayan kişilerin yerlerini onların altsoyu almaktadır. Örneğin mirasbırakan M’nin oğlu A kendinden önce ölürse A’nın oğlu B onun yerini alır ve M’nin mirasçısı olur.
- Miras, birinci zümrede, kök başlarına, ikinci ve üçüncü zümrede ise zümre başlarına eşit olarak paylaştırılır.
Bu kişilerin mirasbırakandan önce ölmesi halinde bu kişiye düşen miraspayı onun altsoyu arasında eşit olarak paylaştırılır. Bir örnek ile açıklamak gerekirse. mirasbırakan M’nin oğlu A kendinden önce ölürse A’nın miras payı çocukları B ve C arasında ½ oranında paylaştırılacaktır.
- İkinci ve üçüncü zümrede miras payı birinci zümreden farklı olarak ana ve baba kollarından ikiye ayrılmaktadır.
Mirasbırakanın annesi ve babası mirastan eşit olarak pay almaktadır. Miras burada iki kol ayrılmakta ve onlar üzerinden devam etmektedir. Örnekle açıklamak gerekirse mirasbırakanın ölmesi üzerine annesi A ve babası B ½ oranında miras payına sahip olurlar. Anne ve babanın sağ olmaması halinde miras payının yarısı anne tarafından büyük ana ve büyük babaya geçerken diğer yarısı ise baba tarafından olan büyük anne ve büyük babaya geçer. (mirasbırakanın eşi burada esas alınmamakta bu konuya ayrıca değinilecektir.)
- Mirasbırakana iki ayrı kökten bağlanan miracının miras payı nasıl belirlenir?
Aynı zümre içinde bulunan bir kişinin mirasbırakana iki ayrı kökten bağlı olabilir. Bu şekilde bakıldığı zaman iki ayrı kökten mirasbırakana bağlı olan mirasçı iki ayrı kökten ayrı miras payı açacaktır. Örneğin anne ve babası kuzen olan kişi ortak dedenin ölmesi halinde iki ayrı köke dahil olduğu için iki taraftan miras payı alacaktır.
Kan hısmı olmamasına rağmen zümre mirasçısı olabilen tek kişiler evlatlık ve onun altsoylarıdır. Bu husus Medeni Kanun Madde 500 ile hükme bağlanmıştır; ‘’ Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar’’ evlatlığın kendi gerçek ailesine olan mirasçılığı da devam etmektedir.
EŞİN MİRASÇILIĞI
Eş ile mirasbırakan arasında bir kan hısımlığı bulunmadığı için ölen kişinin eşi zümre mirasçısı değildir. Sağ kalan eş her zümre ile kanunda belirlenmiş olan oranlar ile mirasçı olmaktadır.
- Eş birinci zümre ile mirasçı olursa miras payı mirasın 1/4 oranındadır.
- Eş ikinci zümre ile mirasçı olursa miras payı mirasın 1/2 oranındadır.
- Eş üçüncü zümre başları ve onların çocukları ile mirasçı olursa miras payı mirasın 3/4 oranındadır.
- Birinci ve ikinci zümrede, üçüncü zümrenin ve onların çocuklarının hayatta olmaması halinde eş tek başına mirasçı olur.
Boşanma davası kesinleştiği taktirde eşlerin birbirlerine karşı olan mirasçılık hakları sona erer ve yapılan ölüme bağlı tasarruflar geçerliliğini yitirecektir. TMK Madde 181 ‘’Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.’’ Mirasçılık hakkının sona ermesi için aranan şart boşanma davasının kesinleşmesi olduğu için boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde mirasçılık devam eder. Fakat bu hususta TMK madde 181 fıkra 2 ‘’ Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.’’ Hükmü yer almaktadır. Ayrıca eşin edinilmiş mallar üzerindeki 1/2 hakkı bunun dışında olup bu çıkarıldıktan sonra hesaplamalar yapılacaktırç
Sonuç olarak kişi öldüğü zaman herhangi bir mirasçısı bulunmadığı taktirde TMK madde 501 hükmü gereği bu kişinin bütün mirası devlete geçecektir.
Avukat Adem AYDIN
Diğer Yazılarımıza Ulaşmak İçin Tıklayınız>>> https://hazarhukuk.com.tr/faydali-bilgiler/
Daha Detaylı Bilgi Almak İçin Bize Ulaşın — Telefon: ( 0424 236 66 80 – 0530 349 38 49 – 0531 612 03 95 )E-mail: hazarhukukaw@gmail.com







 
	
