ALDATMA/ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davası, eşlerden birinin evlilik birliği sürerken diğer eşi aldatması sebebiyle Medeni Kanun m.161 gereği aile mahkemesinde açılan ve özel yargılama usullerine tabi bir dava türüdür. Zina eyleminde mutlaka cinsel ilişkiye girme şartı bulunmaktadır. Kişinin eşinden gizli olarak bir başkasıyla mesajlaşması, sohbet etmesi ya da samimi tavırlarda bulunması zina eylemini değil, güven kırıcı ya da sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu göstermektedir. Bu davranışlar ancak başka delillerle desteklenirse zina fiili ispatlanmış olabilecektir. Bu sebeple eylemler arasındaki farkı iyi bilmek ve kanunda belirtilen boşanma sebeplerinden hangisi ile dava açılması gerektiğini iyi ayırt etmek gerekmektedir.

Önemli olan bir diger husus da , hukuka uygun şekilde elde edilen delillerin mahkemeye sunulmasıdır, zira hukuka uygun olmayan deliller mahkeme önünde ispat aracı olarak kullanılamayacaktır. Bu sebeple davayı açmadan önce sunulacak olan delillerin dikkatli bir şekilde incelenerek doğru bir şekilde değerlendirilmesi davanın sıhhati açısından hayati önem arzetmektedir. Davanın lehe sonuçlanması ve boşanmaya karar verilebilmesi için , dosyaya sunulan delillerin boşanma davasında delil niteliği taşıması ve karşı tarafın kusurunu ispatlaması gerekmektedir.

Zina hukuksal nedenine bağlı olarak açılmış olan boşanma davalarında ispat unsuru olarak genellikle; Telefon kayıtları ve mesajları,Whatsapp görüşmeleri, Facebook mesajları, E mail kayıtları, Fotoğraf , video ve ses kayıtları , Otel kayıtları , Mektuplar ve Tanık beyanları kullanılmaktadır.

Günümüzde sosyal medya olarak bilinen Facebook gibi paylaşım sitelerinin artması veya WhatsApp, Viber ve bunların benzerleri gibi programların akıllı telefonlar üzerinden kullanılımının yaygınlaşmaları sonrasında evli çiftler arasında açılan aldatmaya dayalı boşanma davalarında ciddi bir artış gözlemlenmektedir.

Eskiden aldatma genellikle tanıklarla ispatlanmaya çalışılırken, günümüzde tanık delilinin yerini WhatsApp kayıtları, Facebook görüntüleri ve benzeri iletişim araçlarından elde edilen deliller almaya başlamıştır.

Burada üzerinde önemle durulması gereken husus , sosyal medya üzerinden elde edilen delillerin boşanma davalarında delil olarak kullanılmasında da uyulması gereken hukuk kurallarının olduğudur.

Aynı konutta yaşayan eşlerin özel yaşamlarının içiçe geçtiği, özel alan sınırının neredeyse kalktığı nazara alındığında, bir eşin diğerinin günlük, mektup veya fotoğraflarını ve tabi ki sosyal medya içerisindeki bilgilerini zorla ve tehdit yoluna başvurmaksızın elde edebileceği durumlarda, bunun karşı tarafın sadakatsizliğini ortaya çıkartabilmenin belki de tek yolu olabileceği düşüncesi ile özel hayata müdahale olarak sayılmamış ve bu delillerin zina nedeniyle açılmış boşanma davalarında delil olarak kullanabileceğine hükmedilmiştir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, aleyhine zina nedeniyle boşanma davası açacağınız eşin kişisel bilgilerinin zorla, tehdit yoluna başvurmadan veya şifre kırma ya da gizli akıllı telefon uygulamaları kullanılmadan ele geçirilmesidir. Aksi halde elde edilen verilen boşanma davasına bakacak mahkemede delil olarak kullanılamama tehlikesi ortaya çıkacaktır.

Zina nedeniyle açılan boşanma davalarında , malların paylaşımı konusunda da ayrı bir hukuki detay söz konusu olup ,zina yapan eş için mal rejimi tasfiyesinde normalde hakkı olan payının azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verilebilmektedir. Mal paylaşımındaki bu hakkın azaltılması ya da tamamen kaldırılması durumu kesin bir kural olmayıp, hakimin takdirine bağlı bir durumdur.

Bu tür davalarda da mahkeme, çocukların velayeti konusunda çocuğun menfaati ve üstün yararını gözeterek karar vermektedir. Taraflardan hangisinin eşini aldattığına, evlilikte hangi tarafın tam kusurlu olduğuna bakılmaksızın, çocuğun menfaatine göre velayet kararı verilmektedir. Genelde bu tür durumlarda aldatan tarafın çocuğun velayetini alamayacagı düşünülse de ,bu kanı yanlış olup, mahkeme çocuğun menfaatine göre , aldatan olup olmadığına bakmaksızın velayeti anneye ya da babaya verebilmektedir.

Son olarak ,zina sebebiyle açılacak olan boşanma davalarında süre sınırlamasının da olduğunu belirtmekte fayda vardır. Aldatılan eş, aldatmayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde boşanma davasını açmaz ise bu durumda eşini affetmiş sayılmakta ve boşanma davası açma hakkını yitirmektedir. Bu hak kaybının tek istisnası ise, aldatan eşin aldatma eylemine devam ediyor olması halidir. Yani eğer aldatan eş aldatma eylemine son vermez ise , bu durumda dava açılması için belirlenmiş olan 6 aylık hak düşürücü süre işlemeye başlamayacak ve herhangi blr süre kısıtlaması olmaksızın boşanma davası açılabilecektir.

Phone icon
Telefon
İletişim
WhatsApp icon
WhatsApp