DÜĞÜNÜN İPTAL EDİLMESİ İLE KAPORA GERİ ALINABİLİR Mİ?
Günümüzde çeşitli organizasyon ve etkinlikler için kiralanan yerlerin ücretleri çok ciddi rakamlara ulaşmaktadır. Organizasyon için kiralanan yerlere, organizasyon tarihinden önce belli bir miktar kapora ödenmektedir. Evlilik hazırlığında, nişan hazırlığında ve ya her hangi başka bir organizasyon hazırlığında bu süreç zorlaşabiliyor. Düğünün iptal edilmesi, nişanın iptal edilmesi ve ya başka bir organizasyonun iptal edilmesi sebebiyle kişiler bu organizasyondan vazgeçebiliyor. Bu gibi durumlarda ödenen kapora miktarı kişileri zor duruma sokabiliyor. Satın alma işlemlerinde, alıcının ön rezervasyon veya işi sağlama amacıyla bıraktığı paralar kaparo olarak kabul ediliyor ve bu paralar çoğu zaman geri ödenmiyor.
Evlenmeye karar veren çiftler organizasyon için sözleşme imzaladığında sözleşmede “alınan kapora iade edilmez” ibaresi genelde yer alır. Bu konuya ilişkin olarak Yargıtay nezdinde değerlendirme yapılan çıkan uyuşmazlıkta evlenmeye karar veren bir çift, bir şirketle düğün organizasyonu için sözleşme imzaladı ve söz konusu sözleşmede, “Alınan kaparo iade edilemez” ifadesi yer alıyordu. Çiftin düğünü, sözleşmede anlaşılan tarihe 30 gün kala iptal olmuş fakat işletmeci kaparo olarak alınan parayı ödemek istemedi. Bunun üzerine işletmeci, 30 gün kala o tarihe yeni bir iş alamayacağını belirterek ödemenin tamamını taleple icra takibi başlatmış fakat mahkeme ise davanın reddine hükmederken, Adalet Bakanlığı da kararın kanun yararına bozulmasını talep etmiştir.
YARGITAY BU KONUDA EMSAL KARARINI AÇIKLADI.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, düğün organizasyonu için düzenlenen sözleşmede yer alan ‘Alınan kaparo iade edilemez’ şeklindeki hükmün geçersiz olduğuna karar verdi. Emsal nitelikteki kararla, düğün için ödenen kapora 30 gün öncesinden iptal edilse dahi iade edilecek. Evlenmeye karar veren çift, düğün organizasyonu için salon işletmecisiyle sözleşme imzaladı. Sözleşmede düğünde sahne alacak ses sanatçısı, fotoğraf ve video çekimlerinin yapılması için gerekli tertibat ve kişilerin hazır edilmesi, ses ve ışık sistemi, düğün sırasında servis yapacak görevliler ve benzeri bir çok husus ile ilgili tüm hazırlıklara yer verildi. Genç çiftin nişanı bozmasıyla; düğün sözleşmedeki tarihe 30 gün kala iptal edildi.
DÜĞÜN SAHİBİ HAKKINDA İCRA TAKİBİ BAŞLATTI
Salon işletmecisi kapora adı altında ödenen parayı ödemeye yanaşmadı. Sözleşme ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirten salon işletmecisi, belirlenen tarih ve saatte farklı bir organizasyon işine girmediğini, ancak tarihten sadece 30 gün önce sözleşmenin iptal edildiğini, sözleşmede bakiye kalan bedelin ödenmemesi nedeniyle düğün sahibi hakkında icra takibi başlattı. Düğün sahibi icraya itiraz edince takip durduruldu. Mağdur olduğunu öne süren salon işletmecisi, itirazın iptali ile takibine devam kararı verilmesini talep etti. Davalı düğün sahibi ise davanın reddini talep etti. Mahkeme; organizasyonun yapılamaması nedeni ile işletmenin herhangi bir harcaması, gider ve zararının bulunmadığına, davacının varsa uğradığı zararı somut olarak tanık beyanları ile de ispatlayamadığı, herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmetti. Adalet Bakanlığı, kararın kanun yararına bozulmasını talep etti.
‘KAPARO İADE EDİLEMEZ’ İFADESİ HAKSIZ BULUNDU
Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Sözleşmedeki ‘Alınan kaparo iade edilemez. Merasimden vazgeçildiği takdirde aynı tarihli gün ve saat satılmaz ise anlaşmadaki ücret tam alınır.’ şeklindeki ibarenin haksız şart olduğu hatırlatıldı.
Kararda şu ifadelere yer verilmiştir.
“Sözleşme sırasında, organizasyon öncesinde işletmenin herhangi bir iptal durumuna karşı almış olduğu 500 TL kaporanın işletmenin iptal edilen geceyi tekrar satamasa dahi sadece düğün salonu yeri kiralama zararı için yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece söz konusu yerin satılamaması halinde uğranılan menfi zararları da karşılar nitelikte karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, bilirkişi raporuna göre karar verildiği anlaşıldığından Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma isteği yerinde görülmemiştir.”
Stajyer Avukat Rabia KARATEKE