MİRAS HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER VE MERAK EDİLENLER
MİRAS NEDİR?
Bir kimsenin ölümü üzerine ölen kişinin mirasçılarına geçen malvarlığı, para vb. şeylerdir. Fakat miras sadece aktiflerden ibaret olmayıp ölen kişinin borçları da mirasçılara geçmektedir. Yani mirası bir bütün olarak ele almamız gerekmektedir. Mirası temel olarak Tereke olarak ifade etmek mümkündür.
KİMLER YASAL MİRASÇIDIR?
Ölen kişinin malvarlığının kimlere geçeceği konusunda hukukumuzda mevcut olan çözüm zümre sistemidir. Bu sisteme göre;
- Eğer ölen kişinin altsoyu, yani çocukları torunları vb., hayattaysa miras bunlara kalır. Ölenin üstsoyuna miras payı kalmaz.
- Eğer altsoy hayatta değilse bu durumda miras ikinci zümreye yani üstsoya kalır. Buna göre ölenin anne ve babası, bunlar hayatta değilse ölenin kardeşleri ve yeğenleri mirastan hak kazanır.
- Eğer ikinci zümreden de kimse hayatta değilse miras üçüncü zümreye kalacaktır. Yani ölen kişinin nene ve dedelerine, bunlar hayatta değilse amca, hala, dayı ve teyzelerine kalacaktır.
- Eğer ölenin kimsesi hayatta değilse miras Devlet’e kalır.
zümre sisteminin detaylarına sitemizde yer alan diğer yazımızdan ulaşabilirsiniz. >>> https://hazarhukuk.com.tr//miras-hukukunda-zumre-sistemi-nedir-ve-esaslari-nelerdir/
EŞİN MİRAS HAKKI NASIL BELİRLENİR?
Ölen kişinin işi yukarıda açıklanmış olan zümre sistemi içinde yer almamaktadır. Bu yüzden eşin miras hakkı kanunda ayrı olarak düzenlenmiştir. Kanuni düzenlemeye göre ölen kişinin eşi hangi zümreyle birlikte mirasçı olduğuna bakılarak kanunda belirlenen oranlar ile miras üzerinde hak sahibi olacaktır.
RESMİ NİKAHI OLMAYAN EŞİN MİRAS HAKKI VAR MIDIR?
Eşin miras hakkı elde edebilmesinin en önemli şartı Türk Medeni Kanunu anlamında ölen kişi ile aralarında resmi bir nikah bağı ile evliliğin kurulmuş olmasıdır. Resmi nikahı olmayan kişinin bu bakımdan mirastan hak alabilmesi mümkün değildir. Resmi nikahı olmayan eşine miras bırakmayan kişi ölüme bağlı tasarruflar ile atanmış mirasçı olarak resmi nikahı olmayan eşini mirasa dahil edebilir.
MİRAS PAYI NE KADARDIR VE NASIL BELİRLENİR?
Miras paylaşım oranları TMK m. 495 ve devamında bulunan hükümler ile belirlenmiştir. Buna göre;
- Eğer mirasbırakanın altsoyu hayattaysa, ölenin eşi mirasın ¼’ünü alır. Kalan kısım ise çocuklar arasında eşit paylaştırılır. Eğer çocuklardan hayatta olmayan varsa onun payı da kendi çocuklarına yani mirasbırakanın torunlarına geçer. Eğer ölenin çocuğunun da çocuğu yoksa o mirasçı hiç hesaba katılmadan diğer mirasçılar arasında paylaştırma yapılır.
- Eğer ölenin altsoyu bulunmuyorsa, ölenin eşi mirasın ½’sini alır. Diğer ½’lik kısım ise ölenin anne ve babasına paylaştırılır. Eğer anne ve babasından biri hayatta değilse ½’lik kısmın yarısını hayatta olan ebeveyn alır. Kalan ½ de ölenin kardeşlerine paylaştırılır. Eğer hem anne hem baba hayatta değilse terekenin ½’si ölenin kardeşlerine paylaştırılır.
- Eğer bu kişilerden de hayatta olan yoksa miras payı 3. zümreye yani nene ve dedelere paylaştırılacaktır. Burada eş terekenin ¾’ünü alır. Kalan ¼ ise yukarıda anlattığımız mantık doğrultusunda amca, dayı, hala ve teyzelere eşit paylaştırılır.
- Eğer zümrelerden kimse hayatta değilse eş mirasın tamamını alır.
VERASET İLAMI NEDİR ve NASIL ÇIKARILIR ?
Murisin vefatı halinde, bıraktığı miras üzerinde hak sahibi olan mirasçıların kimler olduğu ve bu mirasçıların mirastan hangi oranda pay sahibi olduklarını gösteren belgeye veraset ilamı denir. Veraset ilamı herhangi bir mirasçı tarafından Sulh Hukuk Mahkemesine veya Noterliğe başvurularak çıkartılabilir.
MİRASÇILAR, MİRASBIRAKANIN BORÇLARINDAN SORUMLU MUDUR?
Mirasçılar kural olarak ölen kişini yani mirasçının borçlarından kişisel malvarlıklarıyla sınırsız olarak sorumludurlar. Bu sorumluluk, mirasbırakanın ölümüyle başlar; paylaşmadan sonra da mirasçıların bütün malvarlıklarıyla müteselsil (zincirleme) sorumlulukları devam eder.
MİRAS PAYLAŞIMI NASIL YAPILMAKTADIR?
Miras paylaşım oranları yasal mirasçılar arasında kanunda belirtilen oranlarda ölen kişinin sağ kalan eşinin varlığına göre değişiklik göstermektedir. Onun dışındaki mirasçılar eşit oranlarda miras payı alırlar. Örnekle açıklamak gerekirse sağ kalan eş ve 3 çocuk yasal mirasçı oldu ise; sağ kalan eş mirasın 1/4’üne, çocukların her biri mirasın 1/4’ine hak kazanacaktır. Bir diğer örnekte ise sağ kalan eş ve 2 çocuk yasal mirasçı olursa; sağ kalan eş mirasın 1/4’üne, çocukların her biri mirasın 3/8’ine hak kazanacaktır. Eğer eş ölmüş ise mirasın tamamı çocuklar arasında paylaştırılacaktır.
MİRAS PAYLAŞIMI KONUSUNDA UYUŞMAZLIK ÇIKMASI HALİNDE NE YAPILMALIDIR?
Miras bırakanın vefatının ardından miras malları mirasçılara geçer. Mirasçıların miras payları kanunda belirlenmiştir. Bazı durumlar da mirasçılar arasında fikir ayrılığı ortaya çıkmaktadır. Murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında mirasın paylaşılması konusunda bir uyuşmazlık çıkması üzerine dava açılması gerekmektedir. Açılacak olan bu davayı mirasçılardan herhangi biri veya bütün mirasçılar birlikte açabilir.
EVLİLİK DIŞI DOĞAN ÇOCUĞUN MİRAS HAKKI VAR MIDIR?
Miras payları bakımından evlilik dışında doğan çocuk ile evlilik içinde doğmuş olan çocuk arasında bir fark bulunmamaktadır. Evlilik dışı doğmuş olan çocuk yukarıda açıklanmış olan hükümler çerçevesinde mirastan yararlanacaktır.
EVLATLIĞIN MİRAS HAKKI VAR MIDIR?
Ölen kişi birini evlat edinmişse bu evlat edindiği kişi de mirasçı olmaktadır. Fakat bu mirasçılık diğer mirasçılıktan farklı olup tek taraflıdır. Evlat edinen evlatlığa mirasçı olamazken evlat edinilen evlat edinen kişiye mirasçı olur. Aynı zamanda evlatlık yalnızca ölen kişi evlat edinmişse mirasçı olabilir. Örneğin evlat edinen kişinin babası ölmüş ve evlat edinen de hayatta değilse, evlatlık torunmuş gibi mirastan hak kazanamaz.
HENÜZ ANNE KARNINDA OLAN DOĞMAMIŞ ÇOCUĞUN MİRAS HAKKI VAR MIDIR?
Hukukumuzda anne karnındaki bebek cenin olarak adlandırılır. Anne karnındaki ceninin hak sahibi ve mirasçı olabilmesi için sağ olarak doğması gerekmektedir. Mirasbırakan öldüğü zaman eşi gebe ise cenin doğmamış olmasına rağmen terekede diğer kardeşleri gibi hak sahibi olur. Bu durumda mirasın paylaştırılması için bebeğin doğumu beklenmelidir. Bebek sağ doğmaz ise hiç yokmuş gibi miras paylaşımı gerçekleştirilecektir.
BOŞANMA HALİNDE MİRASÇILIK HAKKI DEVAM EDER Mİ?
Boşanan eşler, boşanma kararının kesinleşmesi üzerine artık ölüm halinde birbirine mirasçı olamazlar. Fakat ölüme bağlı yapılacak olan tasarruflar ile örneğin vasiyetname ile boşanılan eşin miras üzerinde hak sahibi olması sağlanabilir.
KALAN MİRASIN BÜYÜK KISMINI BORÇLARIN OLUŞTURMASI HALİNDE HANGİ YOLA BAŞVURULABİLİR? (MİRASIN REDDİ)
Bu durumda mirasçılar Medeni Kanun ile düzenlenmiş olan mirasın reddi yoluna başvurabilirler. Mirası kabul etmek istemeyen mirasçı 3 aylık süre içerisinde mirasın reddi hakkını kullanmalıdır, bu süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. Mirasın reddi Sulh Mahkemesine kayıtsız ve şartsız olmak kaydıyla sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir. Mirasın batık olması halinde ise miras hükmen reddedilmiş sayılmaktadır. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır.
MİRASÇILARDAN BİRİ DİĞER MİRASÇILARIN RIZASINI ALMADAN MİRAS ÜZERİNDE TASARRUF İŞLEMİNDE BULUNABİLİR Mİ?
Mirasçılardan birinin rızası diğerlerinin rızası olmadan miras üzerinde herhangi bir işlem yapabilmesi kanunda aksi belirtilmediği sürece mümkün değildir. Mirasbırakandan mirasçılara kalan mallar üzerinde kanunda açıkça düzenlenmiş olduğu üzere elbirliği mülkiyeti oluşmaktadır. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Elbirliği mülkiyetinin malikleri bir malın tamamına eşit ve her açıdan birlikte sahiplerdir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Başka bir deyişle bu malın idaresi için tüm maliklerin ortak bir kararı olması şarttır.
MİRASÇILARIN SAKLI PAYI NEDİR?
Mirasçıların saklı payları, miras bırakının ölüme bağlı tasarruflarda bulunmak için vasiyetname yaparken üzerinde tasarrufta bulunamayacağı miras kısmını ifade eder.Saklı paylar kanuni mirasçılar için söz konusudur. Saklı pay sahibi mirasçının saklı pay üzerindeki miras hakkı hiçbir şekilde ortadan kaldırılamaz. Medeni Kanun’un 506. Maddesine göre yasal mirasçıların saklı payları aşağıdaki gibidir:
- Altsoy için Yasal Miras Payının 1/2‘si
- Anne ve Babadan Her biri İçin yasal miras payının ¼’ü
- Sağ Kalan Eşin Saklı Payı altsoy, anne ve baba zümresiyle birlikte mirasçı ise yasal miras payının tamamı, diğer hallerde yasal miras payının 3/4’ü saklı paydır.
TENKİS DAVASI NEDİR?
Tenkis davası, saklı payı tecavüze uğrayan mirasçıların saklı paylarının iade edilmesi maksadıyla açtığı dava türüdür. Tenkis davası ile ölenin miras sözleşmesi yahut vasiyetname ile yaptığı bağışlamalar için ileri sürülebileceği gibi kanunda sayılan durumlarda ölmeden önce yaptığı bazı bağışlamaların da iadesi istenebilir. Tenkis davası yalnızca mirasbırakanın ölümü halinde açılabilen bir dava olup, mirasbırakanın sağ olması halinde bu dava açılamaz.
MİRASTA DENKLEŞTİRME NEDİR?
Miras bırakanın kanuni mirasçılarından bazılarına diğerleri aleyhine sağlığında yaptığı karşılıksız bazı kazandırmaların terekeye geri verilmesine mirasta denkleştirme denir. Bu durumda söz konusu kazandırmalar terekenin paylaştırılmasında daha öncesinde hiç mirastan ayrılmamış gibi hesaba katılacak ve ona göre mirasın paylaşımı yapılacaktır. Menfaatleri zarar görmüş olan mirasçılar söz konusu kazandırmalardan menfaat elde eden mirasçılara karşı bu davayı açabilirler.
DENKLEŞTİRME İLE TENKİSİN FARKLARI NELERDİR?
- Denkleştirmeye konu kazandırma tümüyle terekeye iade edilirken tenkise tabi kazandırma tasarruf oranını aştığı kadarıyla indirilir.
- Denkleştirmeye tabi kazandırmalar miras bırakanın yalnızca sağlığında yapmış olduğu kazandırmalardır. Tenkise tabi kazandırmalar kural olarak ölüme bağlı kazandırmalar olup istisnaen bazı hallerde sağlararası kazandırmalar tenkis edilir.
- Mirasta denkleştirme terekenin paylaştırma aşamasında söz konusu yapılabilen miras hukuku kurumudur. Tenkis ise her saklı paylı mirasçının paylaştırmadan önce yahut sonra hak düşürücü süreler içerisinde ileri sürebileceği bir haktır.
İZALE-İ ŞUYU (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ) DAVASI NEDİR?
Bu dava ile paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son vererek kişisel mülkiyete geçişi sağlamak istenmektedir. Ortaklığın giderilmesi davası, çok taraflı ve davanın tüm tarafları için benzer sonuçlar doğuran bir dava çeşididir. Her mirasçı tarafından bu davanın açılması ve davaya devam edilmesi mümkündür.
Ortaklığın giderilmesi (İzale-i Şuyu) iki yöntemle yapılabilir:
- Aynen Taksim Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi): Taşınır veya taşınmaz malın aynen bölünmesidir. Örneğin, değeri eşit parçalara bölünebilen bir arsanın mirasçı sayısına göre bölünmesi ile paydaşlığın giderilmesi.
- Satış Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi): Taşınır veya taşınmaz malın icra yoluyla satılarak bedelinin paydaşlar arasında bölüştürülmesidir.
Ortaklığın giderilmesi davasında yetkili mahkeme taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesi’dir
MİRASTAN FERAGAT NEDİR, NASIL OLUR ve ALTSOYU KAPSAR MI ?
Mirastan feragat sözleşmesi TMK madde 528 ile düzenlenmiş olan mirasçının, ileride doğacak olan mirasçılık hakkı sebebiyle beklenen hakkından vazgeçtiğini beyan ettiği bir sözleşmedir. Mirasçı ileride mirasbırakandan kendisine kalacak olan miras hakkından feragat etmektedir. Geçerli bir şekilde mirastan feragat sözleşmesinin yapılabilmesi için mirasçı ile miras bırakan arasında yazılı şekilde ve resmi olarak yapılması gerekmektedir. Sözlü olarak yapılması mümkün değildir. Yapılan feragat sözleşmesi ivazlı veya ivazsız olabilir. İvazlı feragatte mirasçı mirasbırakandan bu feragati karşılığında bir hak elde etmektedir. Bu sözleşme vekil ile yapılamaz kişinin şahsen noter huzurunda bu sözleşmeyi kabul etmesi ve imzalaması gerekmektedir. ivazlı (mirastan feragat sözleşmelerinde, sözleşmede aksi yönde bir hüküm bulunmadığı müddetçe, mirastan feragat altsoyu da etkiler fakat ivazsız mirastan feragat sözleşmelerinde feragat, altsoyu kapsamayacaktır.
MİRASTAN ÇIKARMA NEDİR? NASIL YAPILIR?
Miras bırakanın yapacağı bir ölüme bağlı tasarruf ile saklı paylı mirasçısını mirasından mahrum etmesi mümkündür. Bu yol mirastan çıkarma veya ıskat olarak bilinmektedir.. Mirastan çıkarmanın yalnızca saklı paylı mirasçılar için bir etkisi vardır. Saklı payı bulunmayan bir mirasçının mirastan menedilmesine gerek yoktur. Çünkü miras bırakan saklı payı olmayan mirasçıların miras payı hakkında dilediği gibi tasarruf edebilir, miras payını başkasına bağışlayabilir ya da başka bir kişiyi mirasçısı olarak gösterebilir. Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen mirastan çıkarmanın şartları şu şekildedir:
- Mirasçının miras bırakana ya da yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi
- Mirasçının miras bırakana veya ailesi üyelerine karşı aile hukukundan kaynaklanan görevlerini önemli ölçüde yerine getirmemesi