ÖLÜDEN ORGAN VE DOKU ALINMASI

ÖLÜDEN ORGAN VE DOKU ALINMASI

Ölüm halinin saptanması bakımından tıbbi ölümün gerçekleştiğine, biri nörolog veya nöroşirürjiyen, biri de anesteziyolji ve reanimasyon veya yoğun bakım uzmanından oluşan tıp kurallarına uygun olarak oy birliği ile karar verilir. (2238 sayılı Kanun, Md.11)

Alıcının müdavi hekimi ile organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve naklini gerçekleştirecek olan hekimlerin, ölüm hâlini saptayacak olan hekimler kurulunda yer almaları yasaktır. (2238 sayılı Kanun, Md.12).

Ölüm hâlini saptayan hekimlerin ölüm tarihini, saatini ve ölüm hâlinin nasıl saptandığını gösteren ve imzalarını taşıyan bir tutanak düzenleyip, organ ve dokunun alındığı sağlık kurumuna vermek zorundadırlar. Bu tutanak ve ekleri ilgili sağlık kurumunda on yıl süre ile saklanır. (2238 sayılı Kanun, Md.13).

ÖLÜDEN ORGAN VE DOKU ALMANIN KOŞULLARI

Ölü, sağlığında ölümünden sonra kendisinden organ veya doku alınmasına karşı olduğunu

belirtmişse hiçbir şekilde organ ve doku alınamaz. Buna karşın;

1. Bir kimse sağlığında vücudunun tamamını veya organ ve dokularını, tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmî veya yazılı bir vasiyetle belirtmiş ise,

2. Böyle bir vasiyet olmamakla birlikte bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamış ise,

3. Böyle bir vasiyet olmaması ve bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamamış olması hâlinde dahi sırasıyla ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocukları, ana veya babası veya kardeşlerinden birisinin bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvafakatiyle organ veya dokular alınabilir,

4. Kaza veya doğal afetler sonucu vücudunun uğradığı ağır harabiyet nedeniyle yaşamı sona ermiş olan bir kişinin yanında yukarıda sayılan kimseleri yoksa bile vasiyet ve rıza aranmaksızın organ ve doku nakli yapılabilir. Bu durumda ek olarak aşağıdaki koşulların bulunması istenir;

– Tıbbi ölüm hâlinin alınacak organlara bağlı olmadığı ölümü belgelemekle yetkili hekimler kurulunun raporuyla belgelenmiş ise,

– Yaşamı organ ve doku nakline bağlı olan kişiler olması, naklinde ivedilik ve tıbbi zorunluluk bulunması

– Bu hallerde, adli otopsi, bu işlemler tamamlandıktan sonra yapılır ve hekimler kurulunun raporu adli muayene ve otopsi tutanağına geçirilir ve evrakına eklenir. (Değişik: 21/1/1982 – 2594/1 md.).

5. Aksine bir vasiyet ibraz edilmedikçe kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokular alınabilir (2238 sayılı Kanun, Md.14).

Konuyla alakalı Danıştay kararı aşağıdadır;

T.C. D A N I Ş T A Y  BİRİNCİ DAİRE Esas No : 2006/1270  Karar No : 2007/101



K A R A R



Şüpheliler :


1- … – … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi


2- … – ” ” ” ” ” ” “


3- … – ” ” ” ” ” Teknisyeni


4- … – ” ” ” ” ” “


5- … – ” ” ” ” ” “



Suç : Şikayetçi …’un vefat eden kızının gözlerini izinsiz olarak almak



Suç Tarihi : 24.5.2005



İncelenen Karar : … Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun … günlü ve …sayılı men-i muhakeme kararı



Karara İtiraz Eden : Şikayetçi Vekili Av. …



İnceleme Nedeni : Yasa gereği kendiliğinden ve itiraz üzerine



… Üniversitesi Rektörlüğünden … günlü ve … sayılı yazısıyla gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen Kurul kararı, Tetkik Hakimi …’in açıklamaları dinlendikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi uyarınca incelendi;



Gereği Görüşülüp Düşünüldü :


2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanununun 14 üncü maddesinde bir kimse sağlığında vücudunun tamamını veya organ ve dokularını, teşhis, tedavi ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmi veya yazılı bir vasiyetle belirtmemiş veya bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamamış ise sırasıyla ölüm anında yanında bulunan eşi, ana veya babası veya kardeşlerinden birisinin bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvafakatiyle ölüden organ veya doku alınabileceği, aksine bir vasiyet veya beyan yoksa, kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokuların alınabileceği, ölü, sağlığında kendisinden ölümünden sonra organ veya doku alınmasına karşı olduğunu belirtmişse organ ve doku alınamayacağı hükmü yer almıştır.


Dosyanın incelenmesinden, şikayetçinin kızı olan …’un rahatsızlanması üzerine … tarihinde … Tıp Fakültesi Hastanesine götürüldüğü, … tarihinde kalp yetmezliği nedeniyle vefat ettiği, hastane morguna getirilen cenazenin … Göz Bankası Teknisyeni … tarafından sadece kornealarının alındığı, diğer teknisyenler … ve … tarafından korneaların değerlendirilmesi yapılıp kayıtları tutulduktan sonra Göz Hastalıkları Ameliyathanesinde kullanılmak üzere ameliyathaneye götürüldüğü, Öğretim Üyeleri … ile … tarafından … tarihinde korneaların iki ayrı hastaya nakledildiği olayda, ölen hastanın gözlerinin değil sadece kornea tabakalarının alınmış bulunması, ilgilinin sağlığında aksine bir vasiyet veya beyanının olmaması ve kornea dokusunun yetkili kişilerce usulüne uygun biçimde alınmasının mevzuat karşısında suç teşkil etmediği, belirtilerek şüpheliler hakkında men-i muhakeme kararı verilmiş ise de, cenazenin defnedilmesi aşamasında gözlerinin tamamen alındığının farkedilmesi üzerine … tarihli dilekçe ile … Cumhuriyet Başsavcılığına müracat edildiği … Cumhuriyet Başsavcılığının … İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazdığı … günlü … sayılı talimat üzerine polis memurlarınca … Mezarlığı Gasilhanesine gidilerek, cesedin sol göz kapağının kaldırıldığında sol gözün tamamen boş olduğunun, sağ göz kapağının ise dikili olduğunun … tarihli tutanakla saptandığı, bu tutanakla ölünün gözünün alındığının tespit edildiği anlaşılmıştır.


Yukarıdaki Kanun hükmü gereğince, gözün sadece korneasının alınmasının, izne tabi olmadığı belirtilmesine rağmen, … tarihli tespit tutanağına göre cesedin sol gözünün tamamının alındığı, sağ gözünün kapağının ise dikili olduğunun saptandığı, nöbetçi teknisyen …’ın ise soruşturmacıya verdiği ifade de ölü …’un sadece her iki göz kornea dokularının alındığını, ne sağ ne de sol göz kapaklarına dikiş koymadığını beyan ettiği, bu ifade ile sağ göz kapağının dikili olduğu yolundaki polis tespit tutanağı arasında çelişki bulunduğu, ayrıca … tarihinde … ve … protokol nolu ameliyatlarla … ve … adlı hastalara uygulanan operasyonların niteliğinin ve kapsamının bu hastaların dosyalarındaki tüm tıbbi verilerin ve kanıtların takdirinin ceza yargısına ait bulunduğu, bu durumda, yukarıda sözü edilen Kanun hükmüne aykırı olarak ölüden gözün tamamının izinsiz olarak alındığı konusunda yeterli şüphenin oluştuğu,

şüphelilerin üstlerine atılı suçu işlediklerini doğrulayacak ve haklarında kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte kanıtın dosyada mevcut olduğu anlaşıldığından, … Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun … günlü ve … sayılı men-i muhakeme kararının bozulmasına, şüphelilerin lüzum-u muhakemelerine ve eylemlerine uyan Türk Ceza Kanununun 91 inci maddesi ve 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanunun 15 inci maddesi gereğince yargılanmalarına, yargılamanın … Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmasına, dosyanın … Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin … Üniversitesi Rektörlüğü ile şikayetçi vekiline gönderilmesine 7.2.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.



KARŞI OY


Dosyanın incelenmesinden, şikayetçinin kızı olan …’un rahatsızlanması üzerine … tarihinde … Tıp Fakültesi Hastanesine götürüldüğü, … tarihinde kalp yetmezliği nedeniyle vefat ettiği, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanununun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, aksine bir vasiyet veya beyan yoksa, kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokuların alınabileceği hükmü uyarınca hastane morguna getirilen cenazenin … Göz Bankası Teknisyeni … tarafından kornealarının alındığı, diğer teknisyenler … ve … tarafından korneaların değerlendirmesi yapılıp kayıtları tutulduktan sonra Göz Hastalıkları Ameliyathanesinde kullanılmak üzere ameliyathaneye götürüldüğü, korneaların Öğretim Üyeleri … ile … tarafından … tarihinde iki ayrı hastaya nakledildiği,

Cenazenin defnedilmesi aşamasında gözlerinin tamamen alındığının fark edilmesi üzerine … tarihli dilekçe ile … Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan müracaat üzerine verilen talimatla … İlçe Emniyet Müdürlüğü polis memurlarınca, Cesedin sol göz kapağı kaldırıldığında gözün tamamen boş olduğu, sağ göz kapağının ise dikili olduğu şeklinde tıbbi bilgiye sahip olmayan kişilerce tutulan tutanağa istinaden gözün tamamının alındığının söylenmesinin de mümkün olmadığı, bu durumda, şüphelilerin üstlerine atılı suçu işlediklerini doğrulayacak ve haklarında kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli kanıtın dosyada mevcut olmadığı anlaşıldığından, men-i muhakeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına karşıyız.

 

Tıp hukuku alanındaki diğer yazılarımız için tıklayınız >>> https://hazarhukuk.com.tr///tip-hukuku/

 

Avukat Adem AYDIN

 

 

Diğer Yazılarımıza Ulaşmak İçin Tıklayınız>>> https://hazarhukuk.com.tr/faydali-bilgiler/

Daha Detaylı Bilgi Almak İçin Bize Ulaşın — Telefon: ( 0424 236 66 80 – 0530 349 38 49 – 0531 612 03 95 )E-mail: hazarhukukaw@gmail.com

 

Phone icon
Telefon
İletişim
WhatsApp icon
WhatsApp