ZİYNET EŞYALARI KİME AİTTİR VE ZİYNETLERİN İADESİ DAVASI

Düğünde geline ve damada takılan ziynet eşyalarının kime ait olacağının tespiti ve diğer eşe ait olan ziynet eşyasını rızası dışında alarak iade etmeyen eşten ziynet eşyalarının aynen iadesini veya bedelinin tahsili için açılan davadır. Düğünde takılan ziynet eşyalarının kime ait olduğu ve düğünden sonra diğer eş tarafından bu kişisel eşyaların kullanılması nedeniyle taraflar arasında uyuşmazlık yaşanmaktadır. Genel adetlerde ziynet eşyası olarak bilezik, yüzük, kolye ve takı olarak takılan altın gibi ziynetler söz konusudur. Yani daha çok altın, elmas ya da gümüş ile beraber bu şekilde değerli şeyler olmaktadır. Ziynet alacağı davası boşanmadan ayrı nitelikte bir dava olup evlilik birliği devam ederken, boşanma davası ile veya boşanma davası dışında açılması mümkündür.

 DÜĞÜN TAKILARI KİME AİTTİR?

Yargıtay’ın son içtihadlarına göre düğün takılarının kime ait olacağına ilişkin olarak aşağıda belirlenen şekilde karar verilmektedir. Burada esas olan kural ziynet eşyasının niteliği, kime takıldığı ve yerel adetlerin de uygulamasıdır. Bunun dışında eğer eşler arasında yapılan bir anlaşma bulunuyorsa ziynet eşyalarının paylaşımı ve kime ait olduğu taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca yapılırı.

1-) Kadına Takılan Takılar: Kadına takılan her türlü ziynet eşyası ve para gibi ekonomik değerlerin kadına ait olduğuna ve iade edilmesi gerektiğine hükmedilmektedir.

2-) Erkeğe Takılan Takılar: Erkeğe takılan ziynet eşyasından kadına özgü olanlar erkeğe takılsa bile kadına ait olacaktır. Buna örnek olarak bilezik veya kolye gösterilebilir. Erkeğe takılan çeyrek, yarım, tam altın gibi takılar ve paralar ise “kadına özgü” olmadıklarından erkeğe ait ziynet eşyaları olarak kabul edilmektedir. Ancak burada yerel adetlerde önemlidir. Zira erkek söz konusu davada kadına özgü ziynet eşyalarının kadına ait olduğu konusunda “yerel adet olmadığını” ispatlaması halinde kadına özgü olan ziynet eşyaları da erkeğe ait olarak kabul edilir ve bu şekilde hüküm kurulur.

ZİYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASINDA İSPAT

Türk Medeni Kanunu ilgili kanun hükmünde açıkça belirtildiği üzere aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri taleplerini ve haklarının varlığını ispat etmekle yükümlü tutulmuştur. Yani kısaca davada haklı çıkmak isteyen tarafın  haklar iddia ettiği olayı ispat etmesi gerekmektedir. Ziynet alacağı davasında dava gereği ziynetlerin rızası dışında alınarak kendisine iade edilmediğini iddia eden davacının ispat yükü bulunmaktadır. Davacının hem ziynetlerinin varlığını, miktarını hem de ziynetin davalıda kaldığını ispat etmesi gerekmektedir. Davacı öncelikli olarak ziynetlerin neler olduğunu ve miktarlarını ispat ederek sonrasında bunların davalı tarafta kaldığını ispat etmesi gerekecektir.

ZİYNET EŞYALARININ MİKTARININ İSPATI NASIL OLUR?

Ziynet alacağı davalarında ziynetlerin miktarı ve kimde kaldığının ispatı için delil ve tanık çok önemlidir. Delillerin ve tanıkların usulüne uygun olarak dosyaya eklenmesi gerekir. Ziynet eşyalarının miktarı ve kimde olduğunun ispatı çeşitli delillerle yapılabilir. Örneğin; çeyiz senedi, mehir senedi, takı defteri, mektup, düğün videosu, düğün fotoğrafları, telefon kayıtları, banka kayıtları, mesaj kayıtları, başka dava dosyasında yer alan deliller gibi kullanmaya uygun birçok deliller başvurulması mümkündür. Deliller içerisinde en etkili ve yeterli olan delil kuşkusuz düğün anına ilişkin video ve fotoğraf kayıtlarıdır.

EVİ TERK EDEN KADININ ZİYNET EŞYALARININ TALEP EDİLMESİ

 Esas olan ziynet eşyalarının kolaylıkla taşınabilen eşya olması nedeniyle kadının gittiği yere ziynetlerinde beraberinde götürdüğüdür. Genel kabulde kadının evi terk etmesi durumunda ziynet eşyalarınıda yanında götürdüğü kabul edilmekle birlikte kadın tarafından bunun aksinin ispat edilmesi gerekir. Bazı durumlarda evi terk eden kadının bu davranışının zorunlu nedenlerle olması ve ziynetleri yanında götürememesi söz konusu olmaktadır. Bu durumlara örnek vermek gerekirse Kadının fiziksel şiddete uğrayarak evden ayrılması, kovulması nedeniyle evden ayrılması, Evlilik birliği sırasında kadının altınlarının bozdurulmuş olması durumlarında ziynetlerin kadının yanında götürülmediğine örnek durumlardır. Bunun yanında sıkça karşılaşılan bir diğer durum ise düğünde takılan altınların kuyumcudan kiralanması ile düğünde takılması usulüdür.  Bazı durumlarda evlilik birliği devam ederken ziynet eşyası bozdurularak harcanmaktadır. Bu durumda önemli olan ziynet eşyaları alınan eşin bunları iade edilmemek üzere verip vermediğidir. Örnekle açıklamak gerekirse kadının ziynerlerinin iş kurma veya borç ödenmesi amacı ile bozdurulması durumunda eğer kadın tarafından bu ziynetler iade edilmesi şartıyla verilmişse bu ziynetlerin kadına iadesi zorunludur. Erkek eş bu altınları davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulduğunu ispat edemez ise davanın kabulü ile kadından alınan ziynetlerin aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi gerekir.  

DÜĞÜN TAKILARI MAL REJİMİ DAVASINA DAHİL EDİLİR Mİ?

Düğün takıları niteliği gereği kişisel mal olarak kabul edildiği için mal rejiminin konusu olmaz zira kişisel mallar mal paylaşımının dışında tutulmuştur. Mal rejiminin konusu evlilik birliği içerisinde kazanılan edinilmiş mallar üzerinde söz konusu olacaktır.

ZIYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Kişisel eşyaların iadesi yani ziynetlerin iadesi davalarında görevli mahkeme aile mahkemeleri olup aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise genel yetkili olan asliye hukuk mahkemeleri yetkili olacaktır. Bu davalarda yetkili mahkeme ise davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak ziynet eşyası davası boşanma davası ile birlikte açılmış ise boşanma davasında yetkili olan mahkeme bu davada da yetkili olarak kabul edilir.

ZİYNET ALACAĞI DAVASI AÇILMASINDA ZAMAN AŞIMI SÜRESİ

Ziynet eşyasının aynen iadesine ilişkin talepli dava açmak herhangi bir zamanaşımı süresine tabi değildir, dava her zaman açılabilir. Düğün takılarının aynen iadesinin söz konusu olmaması halinde davacı tarafça bedelinin talep edildiği durumlarda ise dava açma süresi 10 yıldır. 10 yıllık zamanaşımı süresi, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlar.

 

Avukat Adem AYDIN

 

Detaylı Bilgiye Ulaşmak İçin Tıklayınız>>> https://hazarhukuk.com.tr/faydali-bilgiler/

Daha Detaylı Bilgi Almak İçin Bize Ulaşın —

Telefon: ( 05011256680 )

E-mail: hazarhukuklaw@gmail.com

Phone icon
Telefon
İletişim
WhatsApp icon
WhatsApp