İTİRAZIN KALDIRILMASI YOLU NEDİR?

 

İtirazın Kaldırılması Genel Olarak

Borçlu tarafından icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine duran takibin devam edebilmesi için alacaklı tarafından borçlunun yapmış olduğu itirazın ortadan kaldırılması gerekmektedir. Alacaklı tarafından mevcut itirazın kaldırılabilmesi için 2 yol vardır: itirazın iptali davası (İİK 67 ) ve itirazın kaldırılmasıdır.( İİK 68) . İtirazın iptali davası genel hükümlere göre açılan ve incelenen bir dava olmasına rağmen itirazın kaldırılması yoluna başvurulabilmesi için İİK madde 68’de yer alan belgelerin alacaklının elinde bulunması gerekmektedir. İtirazın Kaldırılması yolu daha kısa ve daha pratik bir yoldur.

İtirazın kaldırılması yolu itirazın iptali davasının aksine bir dava değildir. İtirazın kaldırılması bir dava olmadığı için mahkemece verilen karar kesin hüküm teşkil etmeyecektir. İtirazın kaldırılması takip hukukuna özgür bir yoldur. Bu yolda icra mahkemesi madde 68’de sayılmış olan belgeler üzerinden sınırlı bir inceleme yapmaktadır. Kanunda sayılan belgeler dışında tanık benzeri yollara başvurulamaz.

Alacaklı taraf itirazın kendisine tebliğinden itibaren 6 aylık süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını talep etmelidir. Bu süre hak düşürücüdür. Alacaklı tarafın 6 aylık süreyi kaçırması halinde başvurabileceği diğer yol tebliğden itibaren 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açmaktır. İtirazın kaldırılması itiraz sebeplerine göre kendisi içinde ikiye ayrılmaktadır: borca itiraz halinde itirazın kesin kaldırılması, imzaya itiraz halinde ise itirazın geçici kaldırılmasıdır.

İTİRAZIN KESİN KALDIRILMASI

Borçlunun kendisine gelen ödeme emrinde bulunan ödeme emrine itiraz etmesi halinde başvurulacak olan yoldur. Bu durumda alacaklı elinde madde 68’de yer alan belgelerin bulunması halinde icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesini isteyebilir.

İtirazın kesin kaldırılması halinde madde 68’de sayılan alacaklının kullanabileceği belgeler şunlardır:

  • İmzası ikrar edilmiş senet

Adi senette yer alan belli bir para borcunu içeren, bu borcun kayıtsız şartsız ikrar edildiği senetlerdir. Borçlu borcunu ve imzasını ikrar etmiştir. Bu ikrar açık veya zımnen olabilir. Borçlu borca itiraz ederken imzaya açıkça imzaya itiraz etmezse imzayı ikrar etmiş sayılır. Taraflar tarafından tutulmuş olan ticari defterler bu kapsamda belgeler olarak değerlendirilmeyecektir.

  • İmzası noterlikçe onaylanmış olan senet

Daha önceden taraflar arasında yapılmış olan sözleşmenin noterlikçe onaylanması mümkündür. Belirtmek gerekirse noterce hazırlanan ve imzalanan senetler düzenleme şeklinde oldukları için ilam niteliğinde belgelerdir. İcra mahkemesi tarafından noterlikçe onaylanmış senetlerin sahteliği incelenemez.

  • Resmi dairelerin ve yetkili makamların yetkileri dahilinde usulüne uygun verdikleri belgeler

Bu belgelerde borçlunun kayıtsız şartsız bir para borcunu ödemesi gerektiği belirtilmiş olmalıdır. Bu belgelerin imzasının ikrar edilmesi gerekmez.

  • Resmi makamlar önünde borç ikrarını içeren belgeler
  • Kredi kurumlarının düzenledikleri belgeler

Burada en önemli durum borçluya adresini değiştirmesi halinde yeni adresini bankaya bildirmesi zorunluluğunun getirilmesidir. Borçlu tarafından bu bildirim yapılmadığı takdirde krediyi veren tarafından eski adrese gönderilen tebligat usulüne uygun yapılmış sayılır ve borçlu tarafından borca ve imzaya itiraz edilmediğinden imza ve borç ikrar edilmiş sayılacaktır.

Borçluda alacaklı gibi madde 68’deki belgeler ile itirazının haklılığını ispat edebilir bu süreçte. Borçlu için özel olarak takip konusu alacak ile ilgisi ispat edilen makbuzda ispat aracı olarak kullanılabilmektedir.

Borçlu madde 68 kapsamında olmayan ama itirazını ispat edebileceği elinde bulunan belgelerle genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir. Fakat açılan bu menfi tespit davası icra takibinin durmasını sağlamaz. Ancak menfi tespit davası takipten önce açılmış ve ihtiyati haciz kararı varsa icra memuru takibin sonraki aşamalarına devam edemez.

İtirazın kesin kaldırılması yolunda izlenecek yol nedir?

İtirazın kaldırılmasını isteyen alacaklı dilekçeyle veya sözlü olarak yetkili icra mahkemesine başvurabilir. Alacaklı aynı zamanda borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesini istiyorsa bunu da talep etmelidir. Tazminata resen karar verilmez. İcra mahkemesini yapacağı incelemeyi tarafları davet ederek duruşmalı olarak inceleyecektir (İİK 70). Yapılacak olan yargılamada ispat yükü alacaklı üzerindedir.  Borçlu icra mahkemesindeki yargılamada daha önce itirazında ileri sürdüğü sebeplerle bağlıdır. İtirazında ileri sürmediği sebeplerini artık icra mahkemesinde ileri süremez.

İcra mahkemesince yapılacak olan inceleme neticesinde ya itirazın kaldırılmasına karar verilir ya da alacaklının talebi reddedilir. Bu kararlara karşı İİK 363’te belirtilen parasal sınırlara uyulması halinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. İtirazın kaldırılması talebinin reddedilmesi halinde takip son bulur ve alacaklı aynı alacak için yeniden ilamsız takip yoluna başvuramaz. İtirazın kaldırılmasına karar verilmesi halinde ise alacaklı takibe devam edebilir. İtirazın kaldırılmasına karar verilirse alacaklının talep etmiş olması halinde borçlu aleyhine %20 oranında inkâr tazminatına kara verilebilir. Talebin reddi halinde ise borçlu tarafından talep edilmiş ise alacaklı kötü niyet aranmaksızın %20 inkâr tazminatına mahkûm edilecektir.

Ayrıca Borçlunun gösterdiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkâr edilirse hâkim, 68/a maddesinde yazılı usule göre yaptığı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde alacaklının itirazın kaldırılması talebini reddeder ve alacaklıyı sözü edilen belgenin taalluk ettiği değer veya miktarın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder.

İTİRAZIN GEÇİCİ KALDIRILMASI

Borçlunun, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine süresi içinde ödeme emri içinde yer alan senetteki imzayı açıkça reddeder kendine ait olmadığını ileri sürerse alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın geçici kaldırılmasını talep edebilir. 

Bu yola başvurulabilmesi için itiraz edilen senedin kayıtsız şartsız bir para borcunu içeren adi bir senet olması ve imzasının borçlu tarafından inkâr edilmiş olması gerekmektedir. 

Yargılama Usulü

İtirazın geçici kaldırılması için icra mahkemesine yapılacak olan talep itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 6 aylık süre içinde yapılmalıdır. Borçlu icra mahkemesince yapılacak olan duruşmada hazır bulunmak zorundadır. Borçlu geçerli bir mazereti olmadan duruşmaya gelmezse mahkeme bu durumda itirazın geçici kaldırılmasına ve talep varsa inkâr tazminatına karar verilebilir. Alacaklı bakımından ise duruşmaya katılma zorunluluğu yoktur.

Eğer borçlu alacaklının takip dayanağı olarak sunduğu senedin altındaki imzanın sahteliği konusunda genel mahkemelerde dava açmışsa itirazın kaldırılmasına bakan icra mahkemesi bu davayı bekletici mesele yapmalıdır.

İcra mahkemesinin kararı ve sonuçları:

Talebin reddi, icra mahkemesince yapılacak olan inceleme neticesinde senet altındaki imzanın borçluya ait olmadığının anlaşılması üzerin yapılan talep reddedilir ve durmuş olan takibe artık devam edilemez. Ayrıca talep olması halinde alacaklı %20’den aşağı olmayan tazminata mahkum edilecektir.

Talebin kabulü, icra mahkemesince yapılacak olan inceleme neticesinde senet altındaki imzanın borçluya ait olduğuna karar verirse veya borçlu duruşmaya gelmezse itirazın geçici kaldırılmasına karar verecektir. Borçlu %10 ceza tazminatına ve Ayrıca talep olması halinde alacaklı %20’den aşağı olmayan tazminata mahkum edilecektir.

İtirazın geçici kaldırılması ile alacaklı kesin haciz isteyemese bile geçici haciz talebinde bulunabilir. Burada alacaklı sadece satış talebinde bulunamamaktadır. Borçlu verilen karar üzerine 7 günlük süre içerisinde borçtan kurtulma davası açabilir. Borçlu tarafından bu davanın açılmaması veya açılan davanın reddedilmesi halinde geçici haciz kesin hacze dönüşür. Ayrıca tebliğden itibaren borçlu 3 günlük süre içerisinde mal beyanında bulunmak zorundadır.

Borçtan kurtulma davası nedir?

Borçlu, geçici kaldırma kararının kesin kaldırmaya dönüşmesini engellemek için verilen kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde genel mahkemelerde borçtan kurtulma davası açabilir. 7 günlük dava açma süresi hak düşürücü niteliktedir. Borçtan kurtulma davası bir menfi tespit davasıdır. Bu davanın davacısı borçlu davalısı ise alacaklıdır. Yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenmektedir.

Borçtan kurtulma davası sonucunda verilecek olan karar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde bir karardır. Dava kabul edilirse borçlu haklı bulunur ve icra takibi hükümsüz kalacaktır. Bu durumda borçlu aleyhine karar verilen tazminatlar hükümsüz olacaktır. Bu durumda alacaklı aleyhine %20 tazminata hükmedilecektir. Davanın reddi halinde ise borçlu 2. Defa %20 tazminata mahkum edilecektir.

Stajyer Avukat Adem AYDIN

 

 

Diğer Yazılarımıza Ulaşmak İçin Tıklayınız>>> https://hazarhukuk.com.tr/faydali-bilgiler/

Daha Detaylı Bilgi Almak İçin Bize Ulaşın — Telefon: ( 0424 236 66 80 – 0530 349 38 49 – 0531 612 03 95 )E-mail: hazarhukukaw@gmail.com

 

Phone icon
Telefon
İletişim
WhatsApp icon
WhatsApp