İCRA TAKİBİ VE İCRA TAKİBİ TÜRLERİ NELERDİR?
İCRA TAKİBİ NEDİR? NASIL YAPILIR?
İcra takibi, borçlunun borcunu herhangi bir sebeple ifa etmemesi halinde alacaklının bu borcu devlet gücü ile tahsil etmek üzere İcra Müdürlüğü nezdinde başlattığı takiptir. Kural olarak alacaklının icra dairesine yapacağı bir takip talebi ile başlamaktadır.
İcra takibi bir avukat aracılığıyla yürütülebileceği gibi bizzat alacaklının kendisi de bu işlemi yürütebilir. Söz konusu işlemlerin icra hukuk bilgisine sahip bir avukat aracılığı ile takip edilmesinde fayda vardır.
İcra takibi için görevli merci icra daireleridir. Genel yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir. Özel yetki kurallarının geçerli olduğu hususlar bu durumun istisnasını oluşturur.
İCRA TAKİBİNİN BAŞLATILMASI VE İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ NASILDIR?
İcra takibi alacaklının icra müdürlüğüne vereceği takip talebi ile başlar.
Takip talebi icra dairesine verildikten sonra icra müdürlüğü tarafından hazırlanan ödeme emri borçluya tebliğ edilir.
Borçlu tarafından yapılan bu tebliğe tebliğden itibaren 7 günlük süre içerisinde itiraz etmediği takdirde takip kesinleşir ve haciz aşaması başlar.
Haciz aşamasında borçlunun hak ve alacakları ile mal varlığı değerlerinin haczi gerçekleştirilerek satış aşamasına geçilmektedir.
Satış aşamasında haczedilen malvarlığı değerlerinin satışından elde edilecek gelirle alacaklının alacağı karşılanmaktadır.
Bahsettiğimiz aşamalar sırayla gerçekleşir. Bir aşama tamamlanmadan sonraki aşamalara atlamak kural olarak mümkün olmamakla birlikte bu kuralın bazı istisnaları bulunmaktadır. Burada borçlunun mal kaçırma ihtimali ve alacaklının hakkını elde etme ihtimalinin imkânsız hale gelmesi tehlikesi bulunduğundan böyle bir alternatif yol kanunda öngörülmüş bulunmaktadır. İcra takibi yapmak isteyen alacaklı, icra takibine ilişkin alacak talebini bakımından yetkili icra müdürlüğüne başvurması gerekmektedir.
Yetkili icra müdürlüğü genel olarak alacaklının ikametgahının bulunduğu yer icra müdürlüğü olmakla birlikte alacağın kaynağına göre sözleşmenin akdedildiği yer, haksız fiilin meydana geldiği yer gibi çeşitli yerler de yetkili olabilmektedir. İcra dosyanız tevzi edildikten sonra icra harcını yatırmanız ile birlikte takibiniz icra dairesi tarafından açılır. Ayrıca tebligat masraflarının yapılabilmesi için de bir miktar masraf bırakmanız gerekir. Bundan sonraki aşamada hazırladığınız ödeme emri borçluya tebliğ edilecek ve icra takibi süreci başlayacaktır.
TAKİP TALEBİ ve ÖDEME EMRİ NEDİR?
İcra takibi için öncelikle takip talebinin hazırlanması gerekmektedir. Bu takip talebinin kanuna uygun bir şekilde hazırlamak önem teşkil etmektedir. Genel itibariyle takip talebinde alacaklı ve borçlunun bilgileri, talep edilen alacak miktarının asıl alacak, feri alacak kalemleri ve faiz şeklindeki dökümü ile alacağın dayanağının ne olduğu bilgisi ile alacaklının imzası yer almaktadır.
Ödeme emri, icra kanunda düzenlenen usuli süreçlere ilişkin borçluya ihtar niteliğini taşıyan itiraz süresi, itirazın ne şekilde yapılabileceği, itiraz edilmemesinin sonuçlarının neler olduğu gibi bilgiler yer alır. Ödeme emrinde neler yazacağı İİK m.60’da düzenlenmiştir. Ödeme emri icra takibi açıldıktan sonra borçluya tebliğ edilir. Ödeme emri, hüküm ve sonuçlarını tebliğ edilmesi ile doğurur. İcra dairesi en az 3 gün içerisinde ödeme emrini borçluya tebliğ eder. Ancak 3 günlük süre geçtikten sonra yapılan tebliğ de geçerlidir.
ÖDEME EMRİNE İTİRAZ NEDİR? İCRA TAKİBİNİ DURDURUR MU?
Borçlunun borçlu olmadığına veya borcun vadesinin henüz gelmediğine yahut alacaklının böyle bir takibi yapmak konusunda yetkisi bulunmadığını gibi hususları icra dairesine bildirmesine ödeme emrine itiraz denir. Borçlu tarafından yasal süresi içerisinde ödeme emrine ve icra takibine yapılan itiraz kural olarak icra takibini durdurur. Fakat itirazın takibi durdurmadığı istisnai haller bulunmakta olup bu durumlar aşağıda detaylı olarak anlatılacaktır.
TAKİP YOLU ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
A-) GENEL HACİZ YOLUYLA İCRA TAKİBİ
Takip yollarından en yaygın olanı ilamsız icra takibidir. Genel Haciz Yoluyla İcra takip yolu kural olarak para ve teminat alacakları için öngörülmüş bir cebri icra yoludur. Bu alacaklar dışında alacaklı ilamsız takip yolunu kullanamaz. Genel Haciz Yoluyla İcra takibinde alacaklının elinde alacağını kanıtlayan herhangi bir belge bulunması şart değildir. Alacaklı takip talebinin ekine dilerse alacağını ortaya koyan belgeyi ekleyebilir. Genel Haciz Yoluyla İcra takibinde genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri icra dairesidir. Fakat bu yetki kesin değildir.
Genel Haciz Yoluyla İcra takibi süreci borçlunun itiraz hakları bakımından diğer icra takiplerine göre farklılık arz eder. Şöyle ki borçlunun itiraz ile takibi durdurması diğer takip türlerine göre daha kolaydır. Borçlu kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı icra dairesine sözlü veya yazılı olarak yapacağı itiraz ile takibi doğrudan durdurabilir. Borçlunun takibe karşı yaptığı itirazı ortadan kaldırılıncaya kadar var olan takipte herhangi bir işlem yapılmaz.
Borçlunun İtirazı Sonucunda Alacaklının Başvuracağı Yollar Nelerdir?
Borçlu süresi içerisinde borca itiraz etmiş ve takip bu itiraz sonucunda durmuş ise alacaklının başvurabileceği 2 yol mevcuttur. Bu yollar; itirazın iptali davası ve itirazın kaldırılmadır. İtirazın ortadan kaldırılması ve takibin devamı için alacaklının bu yollara başvurması gerekmektedir.
Alacaklı 6 ay içerisinde İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını isteyebilir. İcra İflas Kanunu madde 68’e göre alacaklının İcra Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açabilmesi için maddede sayılan belgelerden en az birinin varlığı gerekmektedir. Alacaklının elinde söz konusu belgelerin bulunmaması halinde bu yola başvurması mümkün değildir. Madde 68 ile belirlenen belgeler;
- İmzası İkrar Edilmiş Adi Senet
- İmzası Noterlik Tarafından Tasdik Edilmiş Senet
- Resmi Dairelerden veya Yetkili Makamlardan Usulüne Uygun Alınmış Makbuz Veya Belge
Sayılan bu belgelerden birisi alacaklının elinde mevcut ise borca itirazdan itibaren 6 ay içerisinde alacaklı itirazın kaldırılması davası açmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir.
Elinde İİK Madde 68 ile belirlenmiş olan belgelerden birinin bulunmaması halinde alacaklının 1 yıl içerisinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açması gerekmektedir.
Alacaklının başvurduğu yol sonucunda itirazın mahkemece yapılacak inceleme ile itirazın haksızlığının ortaya çıkması halinde takip kaldığı yerden devam eder ve borçlu aleyhine kötü niyet tazminatı ve icra inkâr tazminatına hükmedilir. Verilen bu karar ile takip kesinleşmiş olur ve alacaklı artık alacağı için haciz yoluna başvurma hakkına sahip olacaktır.
B-) KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS İCRA TAKİBİ
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip özel bir ilamsız icra takip yoludur. Alacaklının bu yola başvurabilmesi için elinde kambiyo senedi niteliğinde bir belge olması gerekmektedir. Kambiyo senetleri kanunda sınırlı olarak sayılmış olup bunlar; poliçe, bono ve çek olmak üzere 3 tanedir. Bunlar dışındaki belgeler kambiyo senedi niteliğinde değildir. Takip dayanağı olarak kullanılan bu senedin takip talebiyle birlikte icra dairesine sunulmalıdır.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde takibi yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine başvurarak imzaya veya borca itiraz hakkını kullanabilir. İmzaya itiraz, borçlu kişinin takibe konu olan kambiyo senedinde yer alan imzayı inkâr etmesi halidir.
Borca itiraz ise imza itirazı dışında kalan herhangi bir sebepten dolayı borçlunun ödeme emrine gerçekleştireceği itirazlardır. Bu takip yolunda borçlu tarafından yapılacak olan itirazın dilekçe ile yapılması gerekmektedir. Genel Haciz Yoluyla İcra Takibi yolunda itiraz takibi doğrudan durdururken, Kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde ise ödeme emrine itiraz edilmesi satıştan başka takip işlemini durdurmaz.
İcra mahkemesi, borçlunun itirazının reddine karar verirse; alacaklı, kararın kesinleşmesini beklemeksizin takibe devam edebilir. İcra mahkemesi, borçlunun itirazının kabulü yönünde karar verirse takip durur ve bu kararın kesinleşmesi ile de icra takibi iptal edilir.
C-) İLAMLI İCRA TAKİBİ
İlamlı icra takibi, herhangi bir alacağı ilam ya da ilam niteliğinde belgeye bağlanmış olan alacaklının başvurduğu icra takip yoludur. İlamlı icranın konusunu, ifa edilebilen her türlü alacak oluşturulabilir. İlamlı icra takibi yapmak isteyen alacaklının önce mahkemeye başvurarak bir dava açması ve mahkemeden lehine bir ilam alması gerekmektedir. Bu ilama rağmen borcun ifa edilmemesi halinde alacaklı mahkemeden aldığı bu ilamı kullanarak ilamlı takip yoluna başvurabilir.
Yukarıda açıklanmış olan Genel haciz yoluyla takip yolunda kural olarak para ve teminat alacakları için bu yola başvurulabilir. Fakat alacaklının elinde para alacağı için elinde bir ilam ya da ilam niteliğinde belge bulunan alacaklı, sadece ilamlı icra takibi yapabilir. Yargıtay, bir ilama bağlanmış para alacağı için ilamsız takip yapılmasının hakkın kötüye kullanılması olduğuna karar vermiştir.
İlamlı icra yolunun dayanaklarını ilam ve ilam niteliğinde belgeler oluşturur. Mahkeme kararlarının taraflara verilmiş onaylı suretlerine ilam denir (HMK md. 301/2). İlam kavramına, hukuk mahkemeleri tarafından verilmiş kararlar dahil olduğu gibi, idare mahkemelerince tam yargı davası neticesinde verilen kararlar, Sayıştay ilamları, ceza mahkemesi kararlarının tazminata ve yargılama giderlerine ilişkin kısmı, Uyuşmazlık Mahkemesinin hüküm uyuşmazlığı halinde verdiği kararlar, hakem kararları, usulüne göre tenfiz edilmiş yabancı mahkeme ve hakem kararları da dahildir.
İlam niteliğindeki belgeler; ilam niteliğindeki belgeler de ilamlı icranın dayanakları arasındadır. İlam niteliğindeki belgeler esasen bir mahkeme kararı hüviyetinde olmamakla birlikte, icra gücü bakımından mahkeme kararları ile aynı ayrıcalıklardan yararlanırlar. İlam niteliğindeki belgelerin en önemlilerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Mahkeme huzurunda yapılan kabuller,
- Mahkeme huzurunda yapılan sulhler,
- Noterlerin düzenleme şeklinde yaptıkları kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren belgeler,
- İcra kefaletleri,
- Temyiz kefaletleri,
- Tüketici hakem heyetlerinin belirli bir miktarı aşmayan kararları,
- Tarım kredi kooperatiflerinin kredi ile ilgili alacak senetleri,
- Avukatlık Kanunu madde 35/A’ya göre düzenlenmiş uzlaşma tutanakları,
- Arabulucular tarafından düzenlenmiş uzlaşma tutanakları.
Mahkeme kararlarının ilamlı icraya konu olabilmesi için kesinleşmesi şart değildir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulmuş olması da tek başına kararın icra edilmesine engel değildir. Kararın icrası için ilk derece mahkemesi tarafından nihai kararın verilmiş olması gerekir. Ancak bazı mahkeme kararlarının ilamlı icraya konu olabilmesi için kesinleşmesi şarttır. Bu kararları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Şahsın hukukuna ilişkin mahkeme kararları,
- Aile hukukuna ilişkin mahkeme kararları (nafakaya ilişkin mahkeme kararları hariç; hatta nafakalara ilişkin hükümlerin icrası teminat yolu ile dahi durdurulamaz),
- Taşınmazlara ve onlar üzerindeki ayni haklara ilişkin kararlar (ancak taşınmazlar üzerindeki şahsi haklara ilişkin mahkeme kararlarının icrası için kesinleşmesine gerek yoktur),
- Yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin kararlar,
- Gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin kararlar,
Yargıtay’a göre kiralayanın kira bedeli tespit davası neticesinde, mahkemece tespit edilen kira farkı alacağını ilamlı icraya konulabilmesi için bu kararın kesinleşmesi şarttır.
D-) KİRALANAN TAŞINMAZLARIN İLAMSIZ TAHLİYESİ
Kiralanan bir taşınmazı tahliye ettirmek isteyen bir kişi kural olarak öncelikle kiracıya karşı sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açması gereklidir. Kiralayan kişi tahliye davasını kazanır ise, mahkemeden alacağı tahliye ilamı ile ilamlı icra takibi başlatarak taşınmazın tahliye edilmesini sağlayabilir.
Kanunda bazı sebeplerin varlığı halinde, kiralayanın tahliye davası açmadan, doğrudan icra dairesine başvurarak taşınmazın tahliyesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Bu nedenler;
1-Kira bedelinin ödenmemesi
2-Kira süresinin bitmesidir.
Kiralayanın ilamsız icra takibi ile taşınmazın tahliyesini isteyebilmesi için yazılı kira sözleşmesine gerek yoktur. Kiracı ödeme emrine itiraz ederken açıkça kira akdinin bulunmadığına ilişkin açık ve kesin bir itiraz yapmaz ise kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır. Kira süresinin sona ermesi sebebiyle ilamsız takip yoluna başvurabilmek için alacaklı-kiraya verenin elinde yazılı bir kira sözleşmesi ya da tahliye taahhüdünün bulunması gerekmektedir.
Kiralanan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesindeki süreç, genel haciz yolu ile aynıdır. Kiralayan yukarıda belirtilen sebeplerden birine dayanarak kiracıya icra takibi başlatır. Kiralayan, takip talebinde; ödenmemiş olan kiranın ödenmesini ve kiracının taşınmazı tahliye etmesini ister. Takibin başlatılmasının ardından icra dairesi tarafından kiracıya ödeme emri gönderilir.
İcra dairesi bir ödeme emri düzenleyerek, borçlu kiracıya gönderir. Borçlunun, borcun bir kısmına veya tamamına ya da alacaklının takibine karşı bir itirazı varsa; ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde sebepleri ile icra dairesine itiraz edebileceği, TBK md.315/2 uyarınca 30 gün içinde ödeme yapılması gerektiği belirtilir. Kiralayan, takip talebinde; ödenmemiş olan kiranın ödenmesini ve kiracının taşınmazı tahliye etmesini ister.
İtiraz süresinde yapılırsa; bu takip durur. Kiralayanın takibe devam edebilmesi için 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak, itirazın kaldırılmasını ve tahliye kararının verilmesini istemesi gerekmektedir. Görevli mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği Sulh Hukuk Mahkemesidir.
E-) REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİP
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip, bir ilamsız takip türüdür. Bu takip yolunda alacaklının alacağını bir rehin ile teminat altına alması söz konusudur. Rehin alacaklısının, alacağının tahsili için öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması gerekmektedir. Kural olarak doğrudan ilamlı ya da ilamsız haciz yoluna başvuramaz. Rehin alacaklısının doğrudan ilamlı ya da ilamsız haciz yoluna başvurması durumunda bu isteği icra dairesi tarafından re’sen reddedilecektir.
Alacağı kambiyo senedine bağlı olan alacaklı, alacağı rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine özgü icra takibi yoluna başvurabilmektedir. Ayrıca Rehin alacaklısının doğrudan haciz yapabileceği istisnai durumlar İcra ve İflas Kanunu’nun 45. Maddesinde düzenlenmiştir. Rehin alacaklısının, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapma zorunluluğu, alacağın rehin ile garanti altına alınmasının yanında alacak için ayrıca müteselsil kefil var ise doğrudan haciz yoluna başvurulabilmektedir.
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde, haciz safhası yoktur. Rehnedilen mal; icra dairesi tarafından satılır ve satış bedeli alacaklıya ödenir. Rehinli malın satışından elde edilen bedel alacağı karşılamaya yetmez ise alacaklı kalan bedel için ilamlı ya da ilamsız icra takibi yoluna başvurma hakkına sahiptir.
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte alacaklı takip talebinde bulunur. Borçluya ödeme emri / icra emri gönderilir ve takip kesinleştirilir. Sonrasında rehinli malın satışı yapılır. Rehin alacaklısı; ödeme emrinin ya da icra emrinin tebliğinden itibaren rehnedilen malın vasfına göre belirli sürelerde rehnin satışını istemek zorundadır. Rehnin taşınır olması durumunda 6 ay içerisinde, taşınmaz rehninde 1 yıl içerisinde satış talebinde bulunmak zorundadır. Alacaklının süresi içerisinde satış talebinde bulunmadığında yapmış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip düşer.
F-) ÇOCUĞUN İCRA YOLUYLA TESLİMİ TAKİP YOLU
Boşanma veya ayrılık davasının sürmesi esnasında veya sonuçlanması halinde müşterek çocuğun velayeti taraflardan birine verilmektedir. Bazı durumlarda velayet hakkı kazanmayan taraf çocuğu vermek istememekte veya velayet hakkı kazanan taraf diğer tarafın çocukla şahsi ilişki kurmasına izin vermemektedir.
Çocuğun teslimi ve çocukla şahsi ilişki kurulması bir mahkeme kararına dayanıyorsa yapılacak olan icra takibi ilamlı icra takibidir. Bu mahkeme kararının mutlaka kesinleşmiş olması gerekir. Aksi takdirde ilam sayılmaz. Çocuk teslimine ilişkin kararların infazı için kararın kesinleşmesi gerekmektedir.
Çocuğun icra yoluyla teslimi, İcra İflas Kanunu 25. maddede ele alınmıştır. İİK Madde 25 ‘’Çocukların teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilâmların icrası, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulunması suretiyle yerine getirilir.’’
Bu takip yolunda alacaklı, ilamda çocuğun velayetinin bırakıldığı ve ancak çocuğun henüz kendisine teslim edilmemiş olduğu kişidir. Borçlu ise ilam ile aleyhine olarak velayetin bırakılmadığı ve fakat çocuğu kendi yanında bulunduran ve çocuğu velayet kendisinde bulunan kişiye vermeyen kişidir.
Öncelikle alacaklı taraf elinde bulunan kesinleşmiş olan mahkeme ilamı ile icra dairesine takip talebinde bulunur. İcra müdürü bu talep üzerine ilgili ilamın kesinleşip kesinleşmediğine resen değerlendirecektir. Bu değerlendirmeden sonra icra müdürü icra talebine uygun bir icra emri düzenleyerek borçluya gönderir.
İcra emrinin borçluya tebliğinden sonra, borçlu yedi gün içinde çocuğu alacaklıya teslim edebilir. Borçlu 7 gün içinde çocuğu teslim etmediği takdirde, alacaklının talebi üzerine icra müdürü vasıtasıyla çocuğun borçludan alınıp alacaklıya tesliminin sağlanması gerekmektedir. Bu durumda borçlunun adresine gidilerek çocuğun teslimi sağlanacaktır.
Çocuk teslimi icrasını yerini getirmeyen veya getirilmesine engel olan kişiler İcra ve İflas Kanunu m. 341 gereği hapisle tazyik edilirler. Lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, altı aya kadar tazyik hapsine karar verilir.
Yukarıda açıklanmış olan icra takip yolu türlerinden en yaygın olanı ilamsız icra takibidir. İlamsız icra takibinde alacaklının elinde alacağını kanıtlayan herhangi bir belge bulunması gerekmemektedir. Takip talebinin ekine dilerse alacağını ortaya koyan belgeyi ekleyebilir. İlamsız icra takibi süreci borçlunun itiraz hakları bakımından diğer icra takiplerine göre farklılık arz eder. Şöyle ki borçlunun itiraz ile takibi durdurması diğer takip türlerine göre daha kolaydır.
İCRA TAKİP MASRAFI HANGİ KALEMLERDEN OLUŞUR? MASRAFLARI KİM ÖDER?
İcra takip masrafı icra müdürlüğünde takip açacağınız sırada, alacak miktarı üzerinden hesaplanan harçlar ile, dosya parası, posta parası, haciz yolluğu gibi giderlerin tümüne verilen isimdir. İcra takip masrafı alacaklı tarafından karşılandıktan sonra borçludan ayrıca tahsilini talep edebilmek mümkündür. Yapılan icra takip masrafları var olan borcun üzerine eklenmektedir.
İCRA TAKİBİ BAŞLATABİLMEK İÇİN AVUKAT GEREKLİ MİDİR?
İcra takibi başlatabilmeniz için avukat tutmanız şart değildir, kendiniz de icra takibine ilişkin işlemleri takip edebilirsiniz. Ancak icra takibi hukukun son derece teknik bir alanıdır. İcra hukukuna ilişkin süreçler uzmanlık gerektirir. Yapacağınız hata ve kaçıracağınız süreler hak kayıplarına uğramanıza sebep olabilir. Bu nedenle alacağınızın tahsili için bir avukat ile anlaşma yapmanız her zaman için sizin yararınıza olacaktır.
Avukat Adem AYDIN