SİGORTASIZ ÇALIŞANLARIN PRİM ÖDEMELERİ ve EMEKİLİKLERİ

EKSİK SİGORTA PRİMLERİNİN TESPİTİ ve ÖDENMESİ

Sosyal sigortalılık; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı gibi birçok uluslararası belgede geçen sosyal güvenlik hakkının bir parçasıdır. Sosyal güvenlik hakkı 1982 Anayasasında da açıkça zikredilmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık sigortası Kanunu, bir hizmet sözleşmesi çerçevesinde bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan kişiler için sosyal sigortalılığı zorunlu kılmıştır. Yine aynı kanunun hükümlerine göre işverenler çalıştırdıkları kişileri sigortalı işe giriş bildirgesi ile SGK’ya bildirmekle yükümlüdür.

Bir iş yerinde fiili olarak çalışmasına rağmen sigorta kaydı hiç yapılmayan veya yapılması gerektiği yapılmayan işçiler, sigorta kayıtlarının olması gerektiği gibi düzenlenmesi ve yatırılmamış olan sigorta primlerinin ödenmesi amacıyla 5510 sayılı Kanun madde 86/9’a dayanarak hizmet tespit davası açabilirler.

5510 Sayılı SSGSSK’nın 86/9. Maddesine Göre: “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.”

HİZMET TESPİT DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?

Hizmet tespit davası, işçi tarafından işverene karşı açılır. İşveren davalı olarak gösterilirken, mahkeme davayı Sosyal Güvenlik Kurumuna re’sen ihbar eder.

HİZMET TESPİT DAVASI HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR?

Hizmet tespit davalarında görevli mahkeme 5510 Sayılı SSGSSK’nın 86/9. Maddesinde düzenlendiği üzere iş mahkemeleridir. Hizmet tespit davası, davalının yerleşim yeri iş mahkemesi veya kişinin çalıştığı yer iş mahkemesinde açılacaktır.

HİZMET TESPİT DAVASINDA ZAMANAŞIMI

Hizmet tespit davası çalışma süresinin bittiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılmalıdır.

HİZMET TESPİT DAVASIDA ARABULUCULUK ŞARTI

Hizmet tespit davalarında arabuluculuk dava şartı bulunmamaktadır. Doğrudan dava yoluna başvurulabilinir.

KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARI

7. Hukuk Dairesi 2016/29675 E. , 2016/16096 K.

“İçtihat Metni”
Mahkemesi :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, hizmet tespit davası açması üzerine davalı işverence işten çıkarıldığını, haftanın 6 günü 08.50-20.00 saatleri arasında çalıştığını, dini bayramlar hariç tüm genel tatillerde çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi yıllık izin ücretinin de ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil ile ücret alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işi kendisinin bıraktığını, yıllık izin ücretini hak edecek şekilde sürekli çalışması bulunmadığını, kıdem tazminatı hariç diğer tüm alacakların zamanaşımına uğradığını ve hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapılmasını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının hesaplamaya esas alınan hizmet süresi ihtilaflıdır.
Davacının açmış olduğu hizmet tespiti davası neticesinde 01.10.2004-20.10.2009 tarihleri arasında toplam 1820 gün hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle çalıştığı tespitinde bulunulduğu, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nin 03.12.2015 tarih ve 2015/17657 E-2015/21607 K. sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür.
Mahkemece dosya arasına celp edilen davacıya ait hizmet tespit davası dosyasının yapılan incelemesinde ise gerekçeli kararın ilk 2 ( iki ) sayfasının davacı ile ilgili olmasına karşın son sayfasında yer alan hüküm fıkrasında aynen “… davacı … ‘ın davalı işveren …’ye ait … nolu işyerinde 15.08.2003-20.10.2009 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 2245 gün çalıştığı…” şeklinde olduğu, bahsi geçen …’ın ise davacı tanığı olarak dinlendiği anlaşılmıştır.
Gerek dosyaya sunulan belgelerden ve gerekse uyap üzerinden yapılan incelemede davacı tanığı …’ın da hizmet tespiti davası açmış bulunduğu ve toplamda 2245 gün olarak tespit edilen hizmet süresine dair kararın Yargıtay 21.Hukuk Dairesince de 03.12.2015 tarih ve 2015/17636 E-2015/21606 K. sayılı ilamı ile onandığı da izlenmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hizmet tespiti dosyasındaki yukarıda belirtilen ayrık durum dikkate alınmaksızın davacı tanığı …’a ait tespit edilen hizmet süresi olan 2245 gün davacının hizmet süresi gibi değerlendirilip talep konusu alacakların hesaplandığı ve mahkemece bu hesaplamanın hükme esas alındığı anlaşılmıştır.
Oysa davacının kesinleşen hizmet tespiti davasına konu hizmet süresi 1820 gündür. UYAP üzerinden yapılan incelemede davacıya ait hizmet tespiti davasında gerekçeli kararın 3.sayfasının da davacı ile ilgili olduğu, celp edilen davacıya ait hizmet tespiti dosyasındaki gerekçeli kararın 3.sayfasının ise davacı tanığı …’a ait gerekçeli kararın 3.sayfası olarak sehven bu dosya arasına konulduğu tespit edilmiştir.
O halde yapılması gereken kesinleşen hizmet tespit süresi olan 1820 gün üzerinden davacının talep konusu ettiği alacakların hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken eksik değerlendirme ile mevcut şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Staj. Av. Fatih DEMİRTAŞ

Phone icon
Telefon
İletişim
WhatsApp icon
WhatsApp